Allah’ın (c.c.) cihad emrine uymak ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) bir sözüyle o yüce makama (şehadet) ulaşmak için sahabilerinin birçoğunun Mekke ve Medine’den yüzlerce hatta binlerce kilometre uzaklarda vefat ettiği veya şehit olduğunu tarihi kaynaklardan anlıyoruz. Anadolu, Kuzey Afrika, Kafkaslar, Uzakdoğu, Orta Asya ülkelerinde çok sayıda sahabe mezarları bulunmaktadır. Çünkü onlar Kur’anın mesajını doğru anlamışlar, Allah ve Resulünün sevgisi ile Allah yolunda cihad etmeyi babalarından, evlatlarından, kardeşlerinden, eşlerinden, aşiret ve kabilelerinden, mallarından, ticaretlerinden ve evlerinden daha çok sevmişlerdi. Nitekim bu konuda Kur’an’ı Kerim açık ve net mesajlar vermektedir.
Kuran’ın mesajına muhatap olan sahabi “sabır ve cihad” kelimelerini adeta kendilerine parola edinmiş ve hiç tanımadıkları, bilmedikleri ve hatta duymadıkları topraklarda şehadet makamına erişmişlerdir.
İşte bunlardan biri de Hz. Ömer (r.a.) zamanında İ’yad b. Ğanam komutasındaki ordularla buralara gelen ve kırk yıla yakın, bu topraklarda sabırla cihad edip şehid olan Safvan b. Muattal El Sülemî el Zekvanî’dir.
Samsat topraklarında medfun bulunan bu mübarek sahabi Nur Suresiyle aklandığından olmalı ki yörede “Ak Sahabe” olarak adlandırılır.
İstanbul’da medfûn bulunan Halid b. Zeyd El Ensari (Eyüp Sultan) ile Adıyaman Samsat’ta bulunan Safvan b. Muattal kabirleri tarihi kaynaklarla tesbit edilmiş ve oralara türbeleri yapılmıştır.
Eserimiz, bu topraklarda kırk yıl kadar yaşayıp şehid olan bu mübarek sahabinin bilinmesi, tanınması ve hayatından ibret alınması ümidiyle kaleme alınmıştır.