1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı diğer ismiyle Doksanüç Harbi hiç şüphesiz askeri harekâtın kapsadığı geniş coğrafî alanın yanı sıra doğurduğu siyasî ve sosyal sonuçlar bakımından 19. yüzyılın en önemli savaşlarından biridir.
Doksanüç Harbi, Doğu ve Batı olmak üzere iki cephede gerçekleşmiş ve her iki cephe de Osmanlı Devleti’nin mağlubiyetiyle sonuçlanmıştır. Ancak Gazi Osman Paşa’nın Batı cephesinde Plevne müdafaasında gösterdiği destansı kahramanlık örneğinden dolayı dünya kamuoyunun dikkati bu savaş üzerine yoğunlaşmış, birçok gazete muhabiri her iki tarafın ordugâhlarında yer alarak okurlarını bilgilendirmeye çalışmıştır. Ayrıca çeşitli ülkelerin askeri gözlemcileri savaş sırasında tuttukları notları daha sonra neşretmişlerdir. Bu savaşla ilgili olarak Rusça başta olmak üzere birçok dilde eser kaleme alınmış olmasına rağmen ne yazık ki ülkemizde konuyla ilgili yayımlanan çalışma oldukça azdır. Oysaki Doksanüç Harbi, Osmanlı Devleti’ni I. Dünya Savaşı’na götüren sürecin başlangıcı olmasının yanı sıra günümüze kadar sürüp gelen birçok siyasi ve sosyal olayın da başlangıcı olması bakımından oldukça önemlidir.
1293 Osmanlı-Rus Seferi Ahîri müellifinin asker olması gerek Osmanlı Devleti’nin siyasi, idari ve askeri tarihi hakkında bilgi vermesi gerekse dönemin savaş teknolojisi hakkında bilgi verip tarafların stratejilerini ele alarak savaşın sonuçlarını değerlendirmesi açısından ayrı bir öneme sahiptir.